bildirim ikonu
Ana içeriğin başı

Bir kuruluşun çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) konularını kapsayan, finansal olmayan performansını ortaya koyan raporlamaya sürdürülebilirlik raporlaması denir. Bu raporlama, kuruluşların çevresel ve sosyal etkilerini, sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatlarını nasıl yönettiğini, hedeflerine ne ölçüde ulaştığını, stratejisini ve gelecekteki planlarını paydaşlarıyla paylaşmalarına imkân sağlayan önemli bir araçtır.

Sürdürülebilirlik raporlamasında şeffaflığın ve doğruluğun sağlanması olmazsa olmazdır. Günümüzde düzenleyici kurumlar ve yatırımcılar sürdürülebilirlik değerlendirmelerinin kapsamlı iletişimine, sürdürülebilirlik alanındaki risk ve fırsatların yönetişimine gün geçtikçe daha fazla yoğunlaşıyor. Ayrıca, kreditörler, derecelendirme kuruluşları, gazeteciler, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve topluluklar da dahil olmak üzere çeşitli paydaşların ve iş ortaklarının, bir kurumun sürdürülebilirlik performansının doğru bir şekilde değerlendirilmesini ve kamuya sunulmasını talep etmeleri de giderek daha yaygın bir hale geldi.

Sürdürülebilirlik raporlamalarının etkili bir şekilde sunulması, kurumların sürdürülebilirlik hedeflerine ve programlarına bağlılıklarını ortaya koyarken, bu raporlar paydaşlarla bağlantı kurmayı sağlayan bir iletişim aracı olarak, kurumsal eylemlerin ardındaki samimiyet konusunda şüphecileri ikna etmek için de bir kanıt niteliği taşıyor. 
 

Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu

Günümüzde finansal bilgilerin yanı sıra sürdürülebilirliğe ilişkin bilgiler de kurumların değerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynamaya başladı. Bu durum mevcut ve potansiyel yatırımcıların, borç verenlerin ve diğer kredi verenlerin uygun kararlar almak için sürdürülebilirlikle ilgili risklerin ve fırsatların etkileri hakkında yüksek kaliteli ve küresel olarak karşılaştırılabilir bilgilere olan ihtiyacını ve talebini gün geçtikçe arttırıyor. Artan bu talebe yanıt olarak, 26 Haziran 2023 tarihinde Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB), Uluslararası Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını (IFRS S1, IFRS S2) yayımlayarak, sermaye piyasaları için küresel bir temel sağlamak üzere önemli bir adım attı. 

IFRS S1 ve IFRS S2'nin temel yaklaşımı, sürdürülebilirlik bilgilerinin, finansal bilgilerle aynı titizlikte, kalitede ve küresel karşılaştırılabilirlikte üretilmesini sağlamak. 

Bu standartlar, kurumlara daha şeffaf ve karşılaştırılabilir bir şekilde sürdürülebilirlik açıklamaları yapmalarına ve uluslararası düzeyde karşılaştırılabilir bilgiler sunmalarına fırsat tanırken, aynı zamanda kamu politikalarına ve geniş paydaş ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermelerine de imkân sağlar.

Türkiye’de Sürdürülebilirlik Raporlaması Standartları

Globaldeki gelişmeler paralelinde, Türkiye'de, 2024'ten itibaren, 500'den fazla çalışanı olan ve belirli bir ciroyu aşan kurumlar için Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) zorunlu hale geldi. Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarının uluslararası dayanağı olarak Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Vakfı (IFRS) bünyesinde oluşturulan ISSB tarafından yayımlanan standartları benimseme kararı aldı.

Bu raporlama standartları, kurumların çevresel, sosyal ve yönetimsel (ESG) performanslarını şeffaf ve karşılaştırılabilir bir şekilde ortaya koymalarını sağlıyor. Raporlama kapsamı, şirketlerin sürdürülebilirlik stratejisi ve yönetim sisteminin yanı sıra sera gazı emisyonları, enerji ve su kullanımı, atık yönetimi gibi çevresel etkenler ile çalışma koşulları, insan hakları ve toplumla ilişkiler gibi sosyal etkenleri içeriyor. Yönetimsel etkenler ise kurumsal yönetim, etik ve rüşvetle mücadele gibi unsurları kapsıyor.

Şeffaflığın Gücü

Sürdürülebilir kalkınma ve ÇSY konularında sıklıkla rapor yayınlayan kurumların programları ve faaliyetleri genellikle olumlu bir bakış açısıyla karşılanır. Sunulan bilgiler çeşitli paydaşlar arasında tartışmaları teşvik ederken, yeni fikirlerin üretilmesine veya ortaklıkların kurulmasına vesile olarak şirket için paha biçilmez bir etkileşim potansiyelini beraberinde getirirler. Bunun yanı sıra, kurum içinde, sürdürülebilirlik temel performans göstergeleri (KPI'lar) ve kurumun yörüngesi hakkında farkındalık yaratılmasını sağlayarak çalışanlar arasında bir amaç duygusu geliştirirler. Böylece, sürdürülebilirlik vizyonu içinde ortak bir sorumluluğun odağı haline gelirler. Şeffaflık, etki verilerini, başarıları ve zorlukları açıkça paylaşma taahhüdünü gösterdiğinden olumlu değişim için bir katalizördür. Şeffaflık taahhüdü, yalnızca müşteriler ve yatırımcılarla değil, aynı zamanda kuruluşun sürdürülebilirlik yolculuğunu anladıkça daha aktif bir şekilde dahil olabilecek çalışanlarla da güvenli bir alan oluşturmaya yardımcı olur.

Finans Sektöründe Sürdürülebilirlik Raporlaması

Finans sektörünün sürdürülebilirlik raporlamaları, operasyonel konuların yanı sıra finansman ve yatırımla ilgili konulara odaklanma eğilimindedir. Özellikle Kalkınma Finansmanı Kuruluşları’nın (KFK) ticari veya bölgesel bankalara kredi sağladığı durumlarda, konuya özel veya faaliyete özel raporlama çerçevelerinin oluşturulması yönünde bir eğilim vardır. KFK'lardan borç alan bankalar, birden fazla raporlama çerçevesine uyma zorluğuyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu çerçevelerin ve uygulamaların uyumlaştırılması, raporlama kalitesini artırabileceği ve idari maliyetleri azaltabileceği gibi, sonuç itibarıyla banka müşterilerine dahi fayda sağlayabilmektedir. 

Bu alandaki şeffaflık endişelerini gidermek için konuya özel çeşitli yaklaşımlar geliştirilmiştir. Örneğin; Varlık Sahipleri İfşa Projesi (Asset Owners Discussion Project) ve Sorumlu Yatırım İlkeleri (Principles for Responsible Investment – PRI) şeffaflık çerçevesi gibi kurumsal yatırımcıları hedefleyen çerçeveler bunlardan bazılarıdır. Bu girişimler, genellikle finans sektörünün belirli kesimlerine, özellikle de bunların oluşturulmasında yer alan paydaşların gözünde önemli etkiye sahip olan uzun vadeli yatırımcılara odaklanır. Bu çerçeveler gönüllülük esasına göre çalışır ve raporlanan bilgiler açısından sınırlamalara sahip olabilir; bazıları ise sadece karbon emisyonları gibi belirli hususlara odaklanabilir. Bu çerçeveler bağlamında, eksik veya yetersiz raporlama, bir şirketin liderlik veya yatırım sıralamalarının dışında bırakılmasına neden olabilir. 

Finans sektörü, işleyişlerinin doğasından kaynaklı yüksek şeffaflık düzeyiyle, raporlamanın standartlaştırılması konusunda öncü bir rol oynayabilir. Bankalar, çevresel ve sosyal sorumlulukları teşvik eden yeşil müşterilerini tanıma yoluyla, çeşitli sektörlerde sorumlu çevresel ve sosyal davranışları destekleyebilir. GRI (Global Reporting Initiative), CDP (Carbon Disclosure Project) ve SASB (Sustainability Accounting Standards Board), bankacılık sektörünün kullanabileceği standartlaştırılmış göstergeleri sağlar. Bunun yanı sıra, Ekvator Prensipleri ve UNEP FI (United Nations Environment Programme Finance Initiative) raporlama konusunda kılavuzlar sunmaktadır. 

Sonuç itibarıyla, sürdürülebilirlik raporlaması kurumlar için sayısız faydası olan çok yönlü bir stratejik araçtır; sadece düzenleyici bir yükümlülük değil, aynı zamanda sorumlu kurumsal vatandaşlığın temel bir yönü ve olumlu değişim için bir yol haritasıdır. Kurumlar ancak, sürdürülebilir bir geleceğin önünü açarak gelişebilir, değer yaratabilir, şeffaflığı koruyabilir ve sorumlu kurumsal uygulamalara bağlı kalabilirler. 
 

Kaynaklar:

https://wedocs.unep.org/handle/20.500.11822/17375

https://www.kgk.gov.tr/Portalv2Uploads/files/Duyurular/v2/Surdurulebilirlik/Turkiye%20Surdurulebilirlik%20Raporlama%20Standartlarinin%20Taslaklari%20Kamuoyu%20Gorusune%20Aciliyor.pdf

https://www.kgk.gov.tr/Portalv2Uploads/files/Sustainability/ULUSLARARASI%20SU%CC%88RDU%CC%88RU%CC%88LEBI%CC%87LI%CC%87RLI%CC%87K%20AC%CC%A7IKLAMA%20STANDARTLARI%20YAYIMLANDI.pdf

https://www.jstor.org/stable/resrep24967.13?seq=4