bildirim ikonu
Ana içeriğin başı

İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini önleme ihtiyacımız her geçen gün daha kritik hale geliyor. Dünyada yaşadığımız felaketlerin büyük bir kısmı değişen iklim koşullarına bağlı ve birçok kaybı da gerekli önlemleri almadığımız için yaşıyoruz. Oysa, dijitalleşmenin yaşamda her alana tezahür etmesi gezegenimizi ve hayat kalitemizi destekliyor. Bu yazımda, daha çevre dostu ve sürdürülebilir çözümlere geçişte büyük faydalarını gördüğümüz teknoloji ve veri biliminin, özellikle afetlere hazırlıklı olmamız için bizlere nasıl yol gösterebileceğine değinmek istiyorum. 

Tahmine Dayalı Modelleme

Günümüzde iklim değişikliği nedeniyle doğal afetlerin sıklığının ve yıkıcı etkilerinin arttığını görüyoruz. Yerel ve ulusal hükümetler bu dramatik eğilimin ardındaki nedenleri kaldırmak için aksiyona geçmiş olsa da sonuca ulaşmak uzun bir süreç gerektiriyor. Fakat teknolojinin desteğiyle bu afetlerden kaynaklanan zararı azaltmak için müdahale prosedürlerini ve afet yardım önlemlerini hızlıca iyileştirebilmeleri mümkün. Veri bilimi özellikle kasırgalar, depremler ve orman yangınları gibi doğal afetlerin olasılığını ve ciddiyetini tahmin edebilecek modeller oluşturmak için kullanılır. Böylelikle acil durum planları geliştirip gerekli kaynakları önceden ayırma şansımız olabilir.  Tahmine dayalı analitik araçların algılama sürecini iyileştirmek ve doğal afet algılamadaki belirsizlikleri ortadan kaldırmak için önceki veri kaynaklarından yararlanan analitik platformlar geliştirilebilir.

Uzaktan Algılama

Doğal afetlerin yönetimi için büyük miktarda çok zamanlı mekânsal veri gerekir. Uydular, geniş alanlarda ve kısa zaman aralıklarında uzaktan algılama yoluyla bilgi sağladığı için afet yönetimi konusunda ideal bir araçtır. Uzaktan algılama yöntemi; önleme, hazırlık, yardım ve yeniden inşa gibi afet yönetiminin pek çok alanında kullanılabilse de bugüne kadar daha çok uyarı ve izleme amacıyla kullanıldı. Fakat son yıllarda kasırgalar, kuraklıklar ve seller için uzaktan algılama afete hazırlık aşamalarında operasyonel bir araç haline geldi. Uzaktan algılama verilerinin kullanılması ancak büyük miktarda verinin işlenmesi, haritalar ve ölçüm istasyonları gibi diğer kaynaklardan gelen verilerle birleştirilmesi ile mümkün olduğu için uzaktan algılama uygulamalarının gelişmesiyle birlikte, ‘coğrafi bilgi sistemleri’nin de afet yönetimi için giderek daha önemli hale geldiğini söyleyebiliriz.

Sosyal Medya İzleme

Verinin en değerli varlık olduğu bir çağda yaşıyoruz. Mevcut teknolojiler sayesinde sosyal ağlar veri üreten platformlar olarak işlev görüyor. Sosyal medya platformları üzerinden yaratılan veri, afet durumlarında acil durum tahliyeleri için oldukça kapsamlı ve işlevsel bir araçtır.  Bu dev veri, muazzam bir makine öğrenimi aracı olarak tüm olası tehlikeli senaryoları üretip bunları simüle edebilir ve afet yönetimi üyeleri ile ilk müdahale ekipleri için afetin daha iyi yönetilmesi konusunda en iyi kararları sunabilir. Sosyal medyayı ve diğer ilk müdahale ekiplerini öneriler ve bilgilerle besleyebilir. Topluluk duygularını ölçme, akıllıca tasarlanmış tehlike senaryoları oluşturabilir. 

Afet Simülasyonu

Dünya çapında gerçekleşen depremler, kasırgalar ve seller gibi yıkıcı ve genellikle ölümcül doğal afetler sadece yaşamları tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda her yıl milyarlarca dolarlık hasara neden oluyor. Bilim insanları ve araştırmacılar, savunmasız bölgeleri nasıl daha iyi koruyacağımızı ve dayanıklılığı nasıl geliştireceğimizi anlamamıza yardımcı olmak için bu felaketleri incelemek için çalışıyor. Bu felaketleri araştırmak için en faydalı kaynaklardan biri de simülatörlerdir. Teknoloji, afetleri simüle etmek ve acil müdahale planlarını güvenli ve kontrollü bir ortamda test etmek için kullanılabilir. Bu, acil durum yönetimi planlarımızdaki zayıflıkları belirlememize ve bir felaket gerçekleşmeden önce iyileştirmeler yapmamıza olanak tanır.

İletişim

Mobil ağların erişimi son on yılda önemli ölçüde genişledi ve küresel nüfusun yaklaşık %93'ü bir mobil geniş bant ağına dahil oldu. Artan cep telefonu kapsama alanı, sahipliği ve kullanımı, her zamankinden daha fazla insanın ve savunmasız toplulukların iletişim erişimini iyileştirdi. Bu erişim, afetlerden kaynaklanan riskleri azaltmak için de yeni fırsatlar sunuyor. Cep telefonu teknolojilerinin anında bilgi iletme veya uzak coğrafi konumdaki kişilerle doğrudan bağlantı kurma yeteneği, afet durumlarında yararlı olan verilerin ve bilgilerin hızlı ve güvenilir bir şekilde harmanlanmasına, erişimine ve dağıtılmasına olanak tanır. Hızlı bilgi akışı, erken müdahale kapasitesini artırır ve afet müdahale eylemlerinde verimli kaynak devrini teşvik eder. 

Genel olarak, teknoloji ve veri bilimi, afetlere hazırlanmada, afetlerin insanlar ve topluluklar üzerindeki olumsuz etkisini azaltmada oldukça faydalıdır.  Potansiyel afetleri tahmin etmeye, izlemeye, afetlere müdahale etmeye ve etkilerini azaltmak için stratejiler geliştirmeye olanak tanıdığı için bilim ve teknolojinin, afet yönetiminde önemli bir rol oynadığını söyleyebiliriz.  Önümüzdeki yıllarda özellikle iklim değişikliği nedeniyle karşılaşacağımız doğal ve insan kaynaklı afetlerin tehditleriyle kaçınılmaz olarak yüzleşmeye devam edeceğiz. Bu süreçte bilim ve teknolojinin bu riskleri yönetmemize yardımcı olma konusunda giderek daha önemli bir rol oynayacağına inanıyorum.

Kaynaklar:

https://www.datasciencecentral.com/detect-natural-disasters-with-the-help-of-predictive-analytics/

https://www.researchgate.net/publication/330611245_The_Potential_of_Data_Analytics_in_Disaster_Management

https://www.preventionweb.net/news/five-natural-disaster-simulators-us-help-build-stronger-more-resilient-communities

https://reliefweb.int/report/world/using-mobile-phone-technologies-disaster-risk-management-reflections-shear-june-2021