bildirim ikonu
Ana içeriğin başı

Doğanın kent yaşamına entegre edilmesi, son yıllarda dünyanın artan kentsel nüfusunun ve iklim değişikliğinin getirdiği zorluklarla birlikte önemli bir konu haline geldi. Şehirlerin gelecekteki ekolojik rolü oldukça kritik olacak. Birçok modern kentin büyük oranda doğadan kopuk olduğu düşünüldüğünde, biyofilik yaklaşımları kentsel planlama ve tasarımların bir parçası haline getirmek, en başta sürdürülebilir gıda ve enerji üretimi ve dolasıyla insanların refahı üzerinde oldukça dönüştürücü bir etki yaratacaktır. 

Erich Fromm, Stephen R. Kellert, Edward O. Wilson’un teorik temellerini attığı biyofili kavramı, insanların ‘doğa’ ile bağlantı kurma, doğayla bir olma ihtiyaçları üzerinden yorumlandı. Biyofilik tasarımın 21. yüzyıldaki öncüleri Judith Heerwagen ve Betty Hase, kavramın mimarlık alanı ve çevre psikolojisi gibi birçok disiplinle köprü kurmasını sağladı. Birçok bilim insanı, biyofilik mimarinin sağlık, esenlik, üretkenlik, biyolojik çeşitlilik ve dayanıklılığı geliştirmedeki faydaları üzerine bilimsel çalışmalar ortaya koydu. Biyofilik mimarinin enerji tüketimini azaltma ve iklim değişikliğiyle mücadele etme potansiyeli, İskoçya'nın Glasgow kentinde 2021 yılında düzenlenen 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP26), küresel ısınmayı 2 °C'den 1,5 °C'ye sınırlamaya yönelik katkısı nedeniyle gündemlerden biri olarak tartışıldı.

Biyofilik tasarım, doğrudan doğa deneyimi, doğanın dolaylı deneyimi ve mekân deneyimi olarak üç kategoride temsil edilir. Doğanın doğrudan deneyimi, inşa edilmiş alandaki çevresel özelliklerle (doğal ışık, hava, bitkiler, hayvanlar, su, manzara vb.) gerçek temas üzerine kurulur. Dolaylı doğa deneyimi, doğanın dönüştürülmesini veya doğal dünyaya özgü belirli kalıplara ve süreçlere maruz kalmayı temsil eder. Dolaylı doğa deneyimine resim ve sanat eserleri, doğal dekorasyon malzemeleri, doğaya ait formlardan ilham alan süslemeler örnek verilebilir. Mekân deneyimi de insan sağlığını ve esenliğini sağlayan doğal çevrenin, karakteristik mekânsal özelliklerini ifade eder. Biyofilik tasarımın başarılı bir şekilde uygulanması, belirli temel ilkelere tutarlı bir şekilde bağlı kalmayı gerektirir. Bu ilkeler, biyofilik tasarımın etkili bir şekilde uygulanması için temel koşulları kapsar. Biyofilik tasarım, doğa ile sürekli etkileşimi gerektirir. Süreç boyunca insanların sağlığını, zindeliğini ve refahını geliştirerek insanın doğal dünyaya uyumlanmasına odaklanır; mekânlarla duygusal bağlılık kurulmasını sağlar. İnsanlar arasındaki ilişkileri zenginleştirir ve sorumluluk duygularını güçlendirir. Biyofilik tasarım, birbirine bağlı ve bütünleşik mimari çözümler sunar.

Bitkilerin binalara entegrasyonunu ‘yeşillik’ olarak tanımlayan indirgemeci yaklaşımın üstesinden gelmek için biyofilik tasarımın çağdaş uygulamalarından biri olan ‘yeşil cepler’, sürdürülebilirliği mimari projelerde yorumlamanın etkili yollarından biridir. Yeşil cepler, çeşitli formlarda ve farklı alanlarda veya zemin seviyelerinde esnek bir şekilde düzenlenebilirler. Farklı bitki boyutlarını içerebildiklerinden mekânsal kaliteyi artırmada önemli bir rol oynarlar. Dekoratif bir unsur olmanın ötesinde doğa ile etkileşime olanak sağlayan erişilebilir yeşil alanlardır. Doğayı kavramsallaştırmak için yeşil cepler tasarlarken bitkilerin ötesine geçerek doğal öğeleri tasarımın içine katmak gerekir. Farklı biyofilik tasarım öğelerinin etkileşimi, çoklu duyusal deneyimler yaratırken yeşil ceplerin uzamsal kalitesini de arttırır. Bitki türlerinin seçimi sırasında mekânsal bağlantılar kurmak, yerel bitki türlerinin kullanımı, mekân-insan arasındaki aidiyetlik duygusunu güçlendirir. Ortak doğal unsurlar bir binadaki farklı alanları birbirine bağlayabilirken, her yeşil cep için seçilen farklı bitkiler bu alanların belirgin ve tanınabilir özellikleri haline gelir. Yeşil alanlar oluşturulurken bitkilerin boyu, dal uzantısı ve yaprak yoğunluğu gibi özellikleri mekânın ölçeğiyle uyumlu olmalıdır. Yerleştirme sırasında doğal malzemeler seçmek ve görsel ürünlerin tasarımla uyumlu olması atmosferi güçlendirir. Biyofilik tasarımların sürdürülebilmesi botanik bilgisine ve ileri teknolojilerin desteğine ihtiyaç duyar. Bitkinin hayatta kalma gereksinimleri önceden hesaba katılmalıdır. Akıllı sulama cihazları ve otomatik kontrol sistemlerinin optimizasyonu su yönetimi için şarttır. Yeşil cepler, mimari yapıları yenilemek ve daha sürdürülebilir binalar için önemli bir potansiyele sahiptir. 

Biyofilik tasarım, insanların sağlığını, zindeliğini ve esenliğini sağlayan yaşam alanları yaratmayı amaçlar. Son yirmi yılda, bitki örtüsünün binalara dahil edilmesi, çağdaş kentsel mimaride gelişen bir trend haline geldi. Bunun yanı sıra daha bütüncül bir yaklaşım geliştirilerek binalara yeşil çatılar uygulanıyor, kent bostanları kuruluyor, parklar ve bitki örtüsü alanları arttırılıyor, araç trafiğine kapalı bölgeler ve yeşil otopark gibi şehir ortamları oluşturularak kentlerin doğayla uyumlu merkezler haline gelmesi hedefleniyor. Bu yeni kent anlayışı, özellikle kaynak ve enerji verimliliğinin arttırılmasında ve sürdürülebilirlik uygulamaları arayışlarında kilit bir rol oynuyor. Biyoçeşitliliğin azalması ve artan şehirleşmenin diğer türlerin yaşam alanlarını yok etmesi arasında güçlü bir bağ var. Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2017’de yaptığı bir araştırmaya göre, inşaat malzemeleri ve operasyonlarından kaynaklanan sera gazı emisyonları, toplam emisyonların yaklaşık %40'ını oluşturuyor. İnsanın doğadan uzaklaşması stresi arttırıyor ve üretkenlikte zorluklara da neden oluyor. Avrupa Çevre Ajansı’nın 2022 yılı verileri, Avrupa ülkelerindeki kentsel alanın ortalama %42'sinin yeşil altyapıya sahip olduğunu, ancak bunun yalnızca düşük bir oranının erişilebilir kamusal yeşil alan olduğunu gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü, yeşil alanlara maksimum 300 metre mesafede yaşamayı öneriyor. Tüm bu verilerin ışığında, yeşil alanların binalara entegrasyonunun mimarlık alanında daha yoğun araştırmaları hak ettiğini söyleyebiliriz.

Kaynaklar:

http://www.aodr.org/xml/03549/03549.pdf
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2095263523000201