bildirim ikonu
Ana içeriğin başı

A dan Z ye Sürdürülebilirlik 

Sürdürülebilirlik Kütüphanemiz, sürdürülebilirlik konusunda kapsamlı kelime dağarcığının açık ve doğru tanımlarını sağlayarak, eksiksiz bir kavramsal çerçeve oluşturmak amacıyla geliştirildi.

AB Yeşil Mutabakatı

Avrupa Yeşil Mutabakatının kapsayıcı hedefi, AB’nin 2050 yılına kadar iklim nötr ilk kıta olması. Bunu gerçekleştirirken de daha temiz bir çevre, daha ucuz temiz enerji, daha akıllı ulaşım, döngüsel ekonomi ve yeni iş alanları gibi çeşitli politikalarla daha iyi bir yaşam kalitesi sağlamak amaçlanıyor.

AB Yeşil Mutabakatı

Antroposen Çağı

Antroposen çağı, dünya tarihinde insan faaliyetlerinin gezegenin iklimi ve ekosistemleri üzerinde önemli ölçüde etkili olmaya başladığı dönemi tanımlayan gayri resmi bir jeolojik zaman birimidir.

Atık

İKLİM DEĞİŞİYOR BİZ NEDEN DEĞİŞMİYORUZ!

QNB Finansbank Denizleri Mavi, Doğayı Yeşil, Canlıları Güvende Tutmak İçin; Bankacılık Faaliyetlerinde Sıfır Atık Destekçisi...

Atık

Atık Yönetimi

Kentleşme, ekonomik gelişme ve nüfus artışının doğal bir sonucu olarak görülen toplam atık miktarı içerisinde katı atıklar önemli bir paya sahiptir. Dünya genelinde, günlük kişi başı ortalama 0,74 kilogram atık üretilmekte ve 2050 yılında ise sadece kentsel katı atık miktarının 3,40 milyar ton olacağı tahmin edilmektedir. Bu bağlamda, yüzyıllar boyunca döngüsel ekonomi aracılığıyla üretilen atık miktarının azlığı, sanayileşme, kentleşme, nüfus artışı ve tüketim kültürüyle birlikte lineer bir ekonomiye yönelmiş ve atıkların yönetimi ciddi bir gündem maddesi haline gelmiştir. Doğal kaynaklarında yoğun bir şekilde kullanılması ve yok olması tehdidi ile birlikte atıkların çevre ve insan sağlığı açısından ortaya çıkardığı risklerin minimize edilebilmesi adına bu atıkların etkin bir şekilde yönetilmesi ihtiyacı doğmuştur.

Atık yönetim stratejileri içerisinde atıkların kaynağında azaltılması ve önlenmesi, yeniden kullanılması, geri dönüştürülmesi ve kazanılması gibi uygulamaları öne çıkararak atık miktarının sıfırlanması anlayışına dayanan sıfır atık yaklaşımı benimsenmiştir.

Sıfır Atık Yaklaşımını Ortaya Çıkaran Nedenler:

  • Atık bertaraf sistemlerine ve bertaraf alan yetersizliğine ilişkin kaygıların artması
  • Küresel ısınma ve doğal kaynakların tükenmesi gibi global ölçekli çevre sorunlarının ekolojik kaygıları artırması
  • Teknoloji alanındaki ilerlemelerin atık yönetiminde yeni fırsatlar yaratması

Sıfır atıktan önce atıklar yakme ve depolama yolu ile bertaraf edilmekteydi. Atıkların yakılması, atık miktarını azaltırken kül, gaz ve toksik gaz salınımlarına yol açmaktadır. Depolama ise atıklardan kaynaklı sızıntı sularının toprağa ve suya karışması gibi önemli bir dezavantaja sahiptir. Bu bağlamda döngüsel ekonomi anlayışı kabul görmektedir.

Sıfır Atık Belgesi

5 yıl süreli olarak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı İl Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri tarafından verilen Sıfır Atık Yönetmeliği Ek-3'te yer alan kriterleri sağladığı ve herhangi bir bilgi veya belge eksikliği bulunmadığı tespit edilen yerlere düzenlenen belgedir.

ISO 14001 ÇYS

Çevre Yönetim Sistemi, ürünün hammaddeden başlayarak müşteriye sunulmasına kadar olan süreçte çevresel faktörlerin belirlenmesi ve bu faktörlerin gerekli önlemler ile kontrol altına alınarak çevreye verilen zararın en aza indirilmesi için kılavuzluk yapan bir sistem olup TS EN ISO 14001:2015 standardını baz alır.

ISO 50001 EnYS

Enerji Yönetim Sistemi, enerji uzmanları tarafından belirlenen standartlar çerçevesinde, enerji yönetim sistemi oluşturulması, enerji tasarrufu yapılması, enerji giderlerinin düşürülmesi ve çevreye duyarlılığı teşvik eden süreç ve sistemlerin oluşturulmasıdır.

Zorunluluk

Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Madde gereği ‘’TS EN ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi belgelendirilmesi zorunluluğu; GEÇİCİ MADDE 14 – (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 8 inci maddenin ikinci fıkrasında yer alan hüküm en geç 2023 yılı sonuna kadar yerine getirilir.’’ 

Leed (Yeşil bina sertifikası)

Yer seçimi, tasarım, inşaat, işletme, bakım, tadilat, yıkım ve atıkların bertarafını kapsayan, yaşam döngüsü boyunca sürdürülebilir, enerji verimli, doğayla uyumlu ve çevreye olan olumsuz etkileri asgari düzeye indirilmiş binalar için verilen sertifikadır. 4 derecede sınıflandırılmaktadır.

  • LEED Sertifika (40-49 puan),
  • LEED Gümüş (50-59 puan),
  • LEED Altın (60-79 puan),
  • LEED Platin (80+ puan)

Döngüsel Ekonomi

Birleşmiş Milletler Endüstriyel Gelişme Örgütü (UNIDO) tarafından yapılan tanıma göre döngüsel ekonomi, dayanıklı ürünlerin tasarlanması ve değerlerinin uzun süreler korunması, atık ve kirlilik üretiminin en aza indirilmesi ve ürünün değer zinciri boyunca yenilenebilir enerjinin olabildiğince çok kullanılması ilkelerine dayanıyor.

Döngüsel Ekonomi

Bankamız doğrusal ekonomi (al, kullan/yap, at) mantığını reddedip; yeniden kullanma, yeniden kullanım mümkün değilse geri dönüştürme veya onarma, onarılması mümkün değilse geri kazanılması ve yeniden üretim süreçleri yönünde değiştirilmesi anlayışını kabul eder.

Sıfır Atık Hiyerarşisi

  • Sıfır atık idealine ulaşılabilmesi için, atıkların yönetilmesi sürecinde, en çok tercih edilecek yöntemlerin en üstte, en az tercih edilecek yöntemlerin ise en altta bulunduğu atık hiyerarşileri önemli bir rehber niteliğindedir.
  • Geri kazanım, karışık halde bulunan atıklardan üretim/tüketim süreçlerinde kullanılmak üzere ikame malzemelerin hazır hale getirilmesidir.
  • Kalıntı yönetimi, atıkların işlenmesinden sonra değerlendirilemeyen atıkların, incelenmesi ve azaltılmasının yollarının aranması, atıklardan daha fazla faydalanma yöntemlerinin ve mevcut atık depolama sistemlerinin faydasını maksimize etmeye yönelik araştırmaların yapılmasına ilişkin süreçlerdir.

Sıfır Atık Hiyerarşisi

Sıfır Atık ile Kazanımlarımız

  • 1000 kg atık kâğıdın geri kazanımı ile;
    • 12.400 m3 Atmosferde sera etkisi oluşturan karbondioksit emisyonu azaltılması,
    • 12.400 m3 Oksijenin korunması,
    • 17 olgun ağacın korunması,
    • 32 m3 su tasarrufu,
    • Isınma amaçlı tüketilen aylık 1750 litre fuel-oil tasarrufu,
    • 2,4 m3 Atık depolama alanı hacminde tasarruf
    • 4100 kW/sa elektrik enerjisinden tasarruf sağlanmaktadır.
  • Plastik atıkların geri kazanımı ile;
    • 1 ton plastik 41 kg sera gazı, 5.774 kWh enerji, %80 enerji tasarrufu, 2.3 m3 atık depolama alanı hacminde tasarruf kazandırır.
  • Camdan geri dönüşüm ile meydana gelen tasarruf oranları;
    • Enerji tüketiminde meydana gelen azalma oranı %25
    • Hava Kirliliğinin içindeki mevcut potansiyel azalma %20
    • Madenlerden atık olarak oluşan azalma oranı %80
    • Su Tüketiminde meydana gelen azalma oranı %50
    • Tasarruf edilen kaynaklar: kum, soda, kireç
  • Alüminyum/metal atıkların geri kazanımı ile;
    • 1 kg alüminyum (içecek kutusu) geri kazanıldığında; 8 kg boksit madeni, üretim sırasında kullanılan 4 kg kimyasal madde, 14 kW/sa elektrik enerjisi tasarrufu sağlanır.

Ayrıklaştırma

Ayrıklaştırma terimi, 'çevresel zarar' ile 'ekonomik refah' arasındaki bağlantıyı ayırmayı ifade eder.

Ayrıklaştırma, belirli bir dönemde çevresel baskıdaki artış hızı, ekonomik etkenin oranından daha düşük olduğunda meydana gelir. Ayrıklaştırma mutlak veya göreceli olabilir. Mutlak ayrıklaştırma, çevreyle ilgili faktörün sabit kalması veya ekonomik etken büyürken çevresel faktörün azalması durumunda gerçekleşir. Diğer taraftan göreceli ayrıklaştırma, çevreyle ilgili faktörün büyüme hızının pozitif olduğu, fakat ekonomik faktörün büyüme oranından daha yavaş olduğu durumlarda ortaya çıkar.

Bilimsel Tabanlı Hedefler Girişimi (SBTi)

Şirketlerin Paris Antlaşması’nın hedeflerini karşılamak üzere bilim temelli emisyon azaltım hedefleri belirlemelerini, iklim değişikliği ile mücadelede aktif rol almalarını teşvik etmeyi amaçlıyor.

Bilinçsiz Önyargı

Bireyler, toplumlar veya olaylar ile ilgili, yeterli bilgiye sahip olmadan farkında olmadan yapılan yargı durumu. Toplumca kabul görmüş, benimsenmiş ön kabuller, farkındalık esasına uymadan geliştirilmiş yargılar.

Biyoçeşitlilik

Dünya üzerindeki genlerden ekosistemlere kadar tüm düzeylerdeki yaşamın çeşitliliğini ifade eder; yaşamı sürdüren evrimsel, ekolojik ve kültürel süreçleri kapsar. Farklı türlerin varlığı ekosistem direncini arttırırken çevresel değişikliklere de uyumu kolaylaştırır. Biyoçeşitlilik tarım sektörünün önemli bir kaynağı olması sebebi ile rejeneratif üretime geçişi süreci yaygınlaştırılmalıdır. Rejeneratif tarım olarak bilinen yapı; hasar görmüş ve işlevini yitirmiş toprağın miktobiyolojik yapısının canlanmasına ve karbon salınımının azalmasına katkı sağlayarak türlerin çeşitliliğinde biyodinamik bir etki yaratmaktadır. Biyoçeşitliliği korumada etkili diğer unsurları; habitat restorasyonu, doğal alanların korunması, doğa üzerindeki insan etkileşimini doğru yönetmek, yabancı tür kontrolü ve genetik çeşitliliğin korunması olarak sıralayabiliriz.

Biyolojik Cinsiyet

Kişilerin biyolojik (kromozomlar, hormonlar) ve fiziksel (genital organlar) özelliklerine dayanarak “kadın” veya “erkek” olarak sınıflandırılmasıdır.

CDP (Karbon Saydamlık Projesi)

Şirketlerin sebep oldukları karbon emisyon miktarlarını gönüllülük esasıyla raporlama girişimleridir. CDP iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve doğal kaynakları korumak amacıyla iş dünyasının işleyiş şeklini çevre dinamiklerini dikkate alarak değiştirme stratejisi ile ile çalışır.

Cinsiyete Dayalı Ücret Açıklığı Oranı (Gender Pay Gap)

Cinsiyete dayalı ücret farkı, ücretli çalışan tüm kadınlar ve tüm erkeklerin ortalama ücret düzeyleri arasındaki farkı ölçer.

Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme

Bütçe planlamasında cinsiyet eşitliği perspektifini dikkate alarak, kaynakların kadınlar ve erkekler arasında adaletli bir şekilde dağıtılmasını hedefler. Bu yaklaşım, toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmek, cinsiyet temelli farklılıkları azaltmak ve kadınların ekonomik, sosyal ve politik hayata katılımını güçlendirmek için önemlidir.

Cinsiyet Eşitliği Kavramları

Cinsiyet Eşitliği

Cinsiyet eşitliği, bireylerin bütün yeteneklerini tam ve özgürce geliştirebilecekleri toplumsal ortamın yaratılması, bu ortamın önündeki bütün toplumsal ve siyasal engellerin ortadan kaldırılması olarak tanımlanmaktadır. Sürdürülebilir Kalkınma’nın üç temel boyutunu (ekonomik, sosyal ve çevre boyutu) ele alan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesi konusu önemli hedefler arasında değerlendirilmektedir. Yoksulluğun azaltılması, sağlığa erişim, insana yakışır işler, barış ve adalet gibi tüm hedeflere gerçek anlamda erişilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması bir önkoşuldur.

Cinsiyet Eşitliği Eğitimi

Toplumun genelinde cinsiyet eşitliği hakkında farkındalığı artırmak ve toplumsal cinsiyet normlarını değiştirmek için yapılan eğitim faaliyetleridir. Cinsiyet eşitliği eğitimi, stereotipleri sorgulama, cinsiyet eşitliği değerlerini benimseme ve cinsiyet temelli ayrımcılığa karşı mücadele etme becerilerini geliştirme amacını taşır.

Cinsiyet Eşitsizliği

Kadınların ve erkeklerin farklı sosyal statü ve imkanlara sahip olduğu, eşitsizlik ve ayrımcılığın mevcut olduğu durumu ifade eder. Cinsiyet eşitsizliği, fırsat eşitliği, ücret eşitsizliği, kadınların temsil edilme oranının düşük olması gibi birçok alanda görülebilir.

Cinsiyet Farkındalığı

Toplumda cinsiyet eşitliği hakkında farkındalık yaratma, cinsiyet rollerini sorgulama, cinsiyet ayrımcılığına karşı bilinç oluşturma ve eşitlikçi bir kültürün teşvik edilmesini içeren süreçtir.

Cinsiyet Kotaları

Kadınların liderlik pozisyonlarında, yönetim kurullarında ve siyasi temsilde daha fazla yer almalarını teşvik etmek amacıyla uygulanan politikalar veya yasal düzenlemelerdir. Cinsiyet kotaları, kadınların daha fazla temsilini sağlamak ve cinsiyet eşitliği hedeflerine ulaşmak için kullanılan bir araçtır.

Cinsiyete Dayalı Şiddet

Bir kişinin cinsiyeti nedeniyle maruz kaldığı fiziksel, cinsel veya psikolojik şiddettir. Kadınlara yönelik şiddet, cinsel taciz, tecavüz, ev içi şiddet gibi farklı formlarda ortaya çıkabilir.

COP Zirvesi

Küresel iklim değişikliği konferansı anlamına gelir. Cop, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamındaki tarafların konferansıdır. Zirve, gezegenimizin geleceğini korumak ve devletlerin mali taahhütleri, çalışma koşulları ve küresel ısınmanın neden olduğu aşırı hava olaylarının ön saflarındaki toplulukları ve doğal yaşam alanlarını korumayla ilgili verilen taahhütleri pekiştirmeyi amaçlıyor.

Çalışan Hakları

İş hayatında veya iş akdi sonlandıktan sonra sahip olduğu kanuni hakları ifade eder. Hem işverenin hem de işçinin birbirlerine karşı sorumlulukları bulunmaktadır. Çalışan hakları, şçiye güvence ve koruma sağlamaktadır. Bu haklar;

  • Ücret
  • Sosyal Güvenliğin Yapılması ve Primlerin Yatırılması
  • İşçinin, İş Sağlığı ve Güvenliği Korumasından Yararlanma ve İşverenden Talep Etme Hakkı
  • İşçinin, İşyerinde Çalışan Diğer İşçilerle Eşit Haklara Sahip Olması ve Aynı Muameleye Tabi Olma Hakkı
  • Yeni İş Arama İzin Hakkı
  • Ara Dinlenme Hakkı
  • Hafta Tatil
  • Genel Tatillerde Çalışmama Hakkı
  • Yıllık Ücretli İzin Hakkı
  • Fazla Mesai Ücreti Hakkı
  • Ücretsiz İzin Hakkı
  • Kıdem ve İhbar Tazminatı Hakkı

Çeşitlilik

Çalışanların, kendilerini özel kılan tüm yetenek ve farklılıklarını iş yerinde kullanabilmeleri ve kurumlara farklı perspektifler sağlayarak yaratıcılığı geliştirmeye, sorunları daha kolay çözmeye ve sürdürülebilirliğe katkı sağlamalarına yol açma halidir.

Değer Zinciri

Bir ürünün üretilmesi veya hizmetin oluşturulması sürecinde zincir boyunca birbiri ile ilişkili işlemlerin sadece ekonomik açıdan değil aynı zamanda çevresel ve sosyal açıdan ele alınarak rekabet avantajı yaratacak şekilde oluşturulmasıdır.

Dışsallıklar

Dışsallık, bir ekonomik faaliyetin, o faaliyete doğrudan dahil olmayan üçüncü bir tarafı etkileyen olumlu veya olumsuz sonucunu ifade eder. Dışsallıklar negatif ya da pozitif olabilir.

Negatif Dışsallık

Bir ekonomik faaliyetin, ilişkisiz bir üçüncü tarafı etkileyen olumsuz sonucu.

Ormansızlaşma: Ormanların tarım veya kentleşme amacıyla açılması toprak erozyonuna, biyolojik çeşitlilik kaybına ve artan sera gazı emisyonlarına yol açarak toplulukları ve ekosistemleri etkiler.

Gürültü kirliliği: Yerleşim alanlarındaki yüksek sesli inşaat faaliyetleri, yakındaki sakinlerin huzur ve sükunetini bozar.

Pozitif Dışsallık

İlişkisiz bir üçüncü tarafın bir ekonomik faaliyetten elde ettiği fayda.

Arıcılık: Arılar yakındaki mahsulleri tozlaştırır, tarımsal verimi artırır ve doğrudan arı kovanlarına sahip olanların ötesinde çiftçilere de fayda sağlar.

Kamu parkları: Kentsel alanlarda halka açık parkların varlığı, mülk değerlerini artırır ve bölge sakinleri için rekreasyon fırsatları sağlar.

Dijital Karbon Ayak İzi

Bireylerin ve kuruluşların dijital teknolojileri kullanırken doğrudan veya dolaylı olarak yaydıkları sera gazı emisyonlarının bir ölçüsüdür. Dijital karbon ayak izi, çevrimiçi faaliyetler, veri depolama, veri merkezleri, iletişim ağları ve elektronik cihazlar gibi dijital altyapı bileşenlerinin enerji tüketimi ve çevresel etkileri dikkate alarak hesaplanır. Dijital karbon ayak izinin azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, veri merkezi optimizasyonu, dijital kaynakların bilinçli kullanımı ve dijital atıkların yönetimi gibi faktörleri içerir. Bireyler ve kuruluşlar, dijital karbon ayak izini azaltmaya yönelik adımlar atarak sürdürülebilir bir dijital ekosistem oluşturmayı hedeflemelidir.

Dijital Okur Yazarlık

Dijital teknolojilerin kullanıldığı ortamlarda bilgiye erişme, değerlendirme, anlama, sentezleme ve etkili iletişim kurma becerilerini içeren bir kavramdır. Geleneksel okur yazarlık becerilerinin dijital çağa uyarlanmış hali olarak düşünülebilir. Dijital okur yazarlık, bireylerin dijital medya ortamında aktif ve eleştirel bir şekilde bilgiyi işleme yeteneklerini geliştirmeyi hedefler. Dijital okur yazarlık, dijital dünyanın sürdürülebilirlik açısından nasıl yönetileceği konusunda da önemli bir rol oynar. Dijital teknolojilerin enerji verimliliği, elektronik atık yönetimi, çevresel etkileri gibi konularda bilinçli kullanımı, sürdürülebilir bir dijital ekosistem oluşturulmasını sağlar.

Eko Etiketleme

Eko-etiketler, tüketicilere ürünlerin çevresel ve sosyal özelliklerine göre seçim yapma imkânı sağlar. İşletmeler içinse, eko-etiketler performansı değerlendirmenin ve ürünlerin çevresel bilgilerini ileterek pazarlamanın bir yoludur. Hükümetler ise eko-etiketleri, uzun vadeli sürdürülebilirlik için üretici ve tüketicileri teşvik etmek için kullanır.

Eko-etiketler, 1992 Rio de Janeiro'daki Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı'ndan sonra küresel bir fikir birliğiyle önem kazandı. Günümüzde, çeşitli çevresel etiketleme türleri mevcuttur, bunlar ISO Tip I, Tip II, ve Tip III gibi farklı sınıflandırmalara sahiptir. Örneğin, ISO Tip I etiketleri, ürünlerin genel çevresel tercihini belirlerken, Tip II ve Tip III gibi etiketler daha spesifik özelliklere odaklanır ve farklı bilgi sunar.

Ekosistem Hizmetleri

Ekosistem hizmetleri olarak tanımlanan doğal çevrenin sağladığı faydalar, doğadaki canlı ve cansız unsurların birbiriyle olan etkileşimlerinden doğar ve doğrudan ya da dolaylı olarak insan refahına katkıda bulunur. Sağladıkları yaşamsal destek sayesinde yaşam kalitemizi ve varlığımızı sürdürebilmemizi mümkün kılarlar. Bu hizmetler dört ana başlık altında sınıflandırılabilir: yaşam alanı, düzenleme, bilgi ve üretim hizmetleri.

Ekoloji

Ekolojik Ayak İzi

Mevcut teknoloji ve kaynak yönetimiyle bir bireyin, topluluğun ya da faaliyetin tükettiği kaynakları üretmek ve yarattığı atığı bertaraf etmek için gereken biyolojik olarak verimli toprak ve su alanıdır. Ekolojik Ayak İzi “küresel hektar” (kha) ile ifade edilir. Buna altyapı ile atık karbondioksitin (CO2) emilimini sağlayacak bitki örtüsü için gerekli alanlar da dâhildir.

Biyolojik Kapasite

Bir coğrafi bölgenin yenilenebilir doğal kaynakları üretme kapasitesinin göstergesidir. Bir yerin biyolojik kapasitesini iki etmen belirler: sınırları dahilindeki tarım arazisi, otlak, balıkçılık sahası ve ormanın yüzölçümü ve bu toprağın ya da suyun ne kadar üretken olduğu. Biyolojik kapasite de Ekolojik Ayak İzi gibi alan cinsinden hesaplanır ve “küresel hektar” (kha) ile ifade edilir.

Küresel Hektar (kha)

Ekolojik Ayak İzi ve biyolojik kapasitenin ölçü birimi olan küresel hektar, dünyanın ortalama verimliliği üzerinden 1 hektar arazinin üretim kapasitesini temsil eder. Böylece belirli bir süre içerisinde farklı arazi türlerinden elde edilen toplam kaynak miktarı ve bu kaynaklara yönelik talep ortak bir birime indirgenmiş sayısal değerle ifade edilir.

Tüketimin Ekolojik Ayak İzi

Doğal kaynakları sağlayan coğrafyadan bağımsız olarak, bir kişi ya da bir topluluk tarafından tüketilen ürünlerin üretimi için kullanılan yenilenebilir doğal kaynakları ifade eder. Kişi başına düşen tüketim Ayak izinin küresel ölçekte kişi başına düşen biyolojik kapasiteyi aşması, bir birey ya da bölgede yaşayan insanların tüketim biçiminin, tüm dünyadaki insanlar tarafından tekrarlanırsa uzun süre devam ettirilemeyeceği anlamına gelir.

Üretimin Ekolojik Ayak İzi

Bir ülkeden ya da bir coğrafi bölgeden sağlanan biyolojik kapasitenin kullanımını ifade eder. Bu göstergenin, aynı alan içindeki mevcut biyolojik kapasite ile kolayca karşılaştırılmasıyla yerel/ulusal/küresel bir sürdürülebilirlik ölçütü elde etmek mümkündür: Bir yerdeki üretimin Ayak izinin, biyolojik kapasiteyi aşması, oradaki doğal kaynakların sürdürülebilir olmayan biçimde kullanıldığı anlamına gelir.

Ekolojik Ayak İzi Bileşenleri

1- Karbon tutma ayak izi
2- Tarım arazisi ayak izi
3- Orman ayak izi
4- Yapılaşmış alan ayak izi
5- Balıkçılık sahası ayak izi

Ekolojik Borç 

Ekolojik borç kavramı, 1990'ların başında artan çevresel farkındalık, Batı'daki tarihsel sömürgeci adaletsizliklerin kabulü ve borç krizinden kaynaklanan kaygıların yönlendirdiği taban hareketleri kapsamında ortaya çıkmıştır.

Ekolojik borç; biyofiziksel muhasebe sistemleri, ekolojik ekonomi, çevresel adalet, insan hakları, tarihsel adaletsizlikler ve ekoloji odaklı dünya sistemi analizi gibi çeşitli teorik çerçevelere dayanır.

Bu temellerden hareketle ekolojik borç, çevresel etkinin bir ölçüsü, yasal bir araç ve adil kaynak dağıtımı ilkesi olarak kullanılır. Hem teorik hem de pratik olarak çevresel adalet hareketinin hedeflerini ilerletmek için önemli bir potansiyel sunar.

Ekolojik Denge

İnsan ve diğer canlıların varlık ve gelişmelerini doğal yapılarına uygun bir şekilde sürdürebilmeleri için gerekli olan şartların bütünündür.

Enerji Verimliliği

Bir sistem yada cihazın aynı görevi yerine getirmek ve aynı sonucu üretmek için daha az enerji kullanılmasıdır. Daha yüksek enerji verimliliği daha düşük enerji tüketimi anlamına gelir. Enerji verimliliğine teşvik motivasyonu enerji kaynaklarının korunması, sera gazı emisyonlarının azaltılması, ekonomik tasarrufu sağlamak, alt yapı gelişimi ve modernizasyonu olarak özetlenebilir. Enerji verimliliğine sadece maliyet tasarrufu odaklı değil, sosyal ve çevresel kazanım perspektifinde bakmak sürdürülebilir bir bakış açısı olacaktır. Sektörlerde enerji verimliliği; enerjinin tasarım unsuru olması, farkındalığın artması, yenilebilir enerji kaynaklarının tercihi, yüksek verimli ekipman tedariki ve otomasyon sistemlerinin etkinleştirilmesi ile yönetebilir.

Emisyon

Karbon Ayak İzi

Bireylerin ve kurumların sürdürdüğü faaliyetler sonucunda atmosfere salınan sera gazlarının karbondioksit cinsinden karşılığıdır. İnsanların yaşamsal faaliyetlerini sürdürmeleri için ısınma, pişirme, ulaşım gibi fosil yakıt temelli faaliyetlerin sera gazı salımına neden olmaktadır. Doğrudan salımların yanı sıra dolaylı salımlar da karbon ayak izinde önemli bir yer tutabilir. Bir ürünün üretilmesinden, taşımacılıkta dahil, bertaraf edilmesine kadar izlenen tüm süreçler karbon ayak izinin bir parçasıdır. Bankamız karbon ayak izi hesaplamalarına ilişkin detaylı bilgilere CDP İklim Değişikliği Raporumuzda yer verilmiştir.

Kurumsal Karbon Ayak İzi

Kurumların yıllık faaliyetlerine bağlı emisyonları gösteren kavram olup 3 temel parçadan oluşur.

Kapsam 1 (scope-1): Kurumların faaliyetleri için (ısınma veya üretim prosesi için) kullandıkları fosil yakıtlar ve kurumun sahip olduğu araçların kullandığı fosil yakıtların yaratmış olduğu emisyonlar Scope-1 altında değerlendirilmektedir. Bu kapsam kurumların doğrudan neden olduğu emisyonlardır.

Kapsam 2 (scope-2): Kurumların tükettiği elektrik enerjisinin neden olduğu emisyonlar, kurumun başka bir kurumdan satın aldığı buhar, soğutma veya sıcak suya bağlı emisyonlar Scope-2 altında değerlendirilmektedir. Bu kapsam kurumların dolaylı olarak neden olduğu emisyonlardır.

Kapsam 3 (scope-3): Kurumların kullandıkları ürünlere göre aldıkları taşeron faaliyetlerine, kurumun kiralık araçlarının kullandığı yakıtlara, kurum çalışanlarının iş amaçlı kara, deniz ve hava ulaşımlarına bağlı tüm emisyonları Scope-3 altında değerlendirilmektedir.  Bu kapsam diğer tüm dolaylı emisyonları içerir.

Karbon Ayak İzi Doğrulanması

Karbon ayak izi = Yakıt Tüketimi x Emisyon Faktörü

Sera gazı envanterindeki emisyonları ölçmek ve doğrulamak için net yönergeler ve gereksinimler ISO 14064 standardı kapsamında sağlanır. ISO 14064-1, bir şirketin sera gazı emisyonlarının hesaplanmasının, yani kurumsal karbon ayak izinin (CCF) oluşturulmasının temelidir. Standart, bir şirket içindeki sera gazı envanterlerinin planlanması, geliştirilmesi ve raporlanması için ilkeler ve gereklilikler hakkında bilgi sağlar. ISO 14064-2, sera gazlarının giderilmesini veya emisyonların azaltılmasını proje düzeyinde kaydetmek için kullanılabilecek bir kılavuzdur. ISO 14064-3, CO2 hesaplaması ve doğrulanması için temel oluşturur. Başarılı doğrulamadan sonra DQS, emisyonları dengelemek için ilgili gereksinimlerin karşılandığını onaylama konusunda bu Standard temel alınır.

Karbon Ayak İzi Azaltımı

  • Temiz enerjiye teşvikin artırılması için hidroelektrik enerji dışındaki yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin kullanımını daha güçlü bir şekilde destekleyen yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Fosil yakıtların enerji üretimindeki payını azaltmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gerekir.
  • Sürdürülebilir arazi kullanımı ve tarım ile doğal yutaklar oluşturulmalıdır.
  • Alternatif ulaşım araçları, elektrikli araçlar, bağlantılı ve otomatik taşımacılık ve alternatif yakıtlar ile ulaşım ve taşımacılık sektörleri karbondan arındırılmalıdır.
  • Elektrik üretiminde fosil yakıtlara bağımlılığın azaltılmasının yanı sıra enerji verimliliğinin artırılması ve başka yöntemlerle elektrik talebinin daha düşük seviyelere çekilmesi Karbon Ayak İzi’ni olumlu etkileyecektir.
  • Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerine yönelik teşvikler, petrol fiyatlarındaki artış öngörüleri dikkate alınarak güncellenmelidir.
  • Çevreye ve doğaya zarar vermeyen üretim döngüleriyle sürdürülebilir çalışma stratejileri oluşturulmalıdır.
  • Karbon stratejisini azaltacak stratejiler oluşturulmalı ve temiz enerji ile öz tüketim yapılmalıdır.

Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)

ETS başta CO2 olmak üzere küresel ısınmaya sebep olan sera gazı emisyonunun azaltılmasını hedeflemek için kurulmuş bir mekanizma olup sistemin işleyişi ticareti yapılabilen karbon tahsisatları (izinleri, sertifikaları, ödenekleri) üretilerek bu tahsisatların bunun için oluşturulmuş bir ticaret platformunda alınıp satılması ve bu yolla kirleticilerin emisyonlarını azaltmaları yönünde bir teşvik sağlanmasına dayanır.

ESG (Environmental, Social, and Governance)

Şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim uygulamalarının etkilerini bu değerlendirme kriterlerine göre ilerlemesinin incelenmesini ifade eder. Sermaye piyasaları, kuruluşları değerlendirmek ve gelecekteki finansal performansı belirlemek için ESG’yi kullanır.

Çevresel kriterler:  Biyoçeşitlilik ve iklim krizini, enerji kaynaklarının kullanımını, atık yönetimini, emisyon salınımını, atıksu tüketimini ve bertaraf yöntemlerini, doğal kaynakların korunmaya yönelik çabalarını içerir.

Sosyal Kriterler: Yönetim ve çalışan ilişkilerine odaklanan; Sürdürülebilir tedarik zincirini, çalışma standartlarını, insan hakları ve etik ilkelerini, sağlık ve güvenlik kriterlerini, çalışan bağlılığı ve memnuniyetini, tüketici ve müşterilerin doğru bilgilendirilmesini, paydaş ilişkileri gibi sosyal ilişkileri kapsar.

Yönetişim: Kurumsal şeffaflık, hesap verebilirlik, kapsayıcılık ve uyumluluk kültürleri, hissedarlar, yatırımcılar ve müşteriler gibi paydaşlarla olan ilişkilerini kapsar. Sürdürülebilir yönetişim-tedarik yönetişimi-paydaş yönetişimi olarak kriterlendirilebilir.

Eşitlik

Sosyal sürdürülebilirlik ilkelerinden biri olan eşitlik; toplumun tüm üyelerine, özellikle de toplumun en yoksul ve en savunmasız üyelerine eşit fırsatlar ve sonuçlar sağlamasıdır.

Finansal Kapsayıcılık

Finansal kapsayıcılık genel olarak toplumun tüm kesimlerinin, özellikle düşük gelir grubundaki dezavantajlı bireylerin ihtiyaç duyduğu finansal ürün ve hizmetlere adil, şeffaf, hızlı ve uygun bir maliyetle erişim sağlama süreci olarak tanımlanabilir.

Finansal Sağlık

Kişilerin veya kuruluşların mevcut finansal yükümlülüklerini sorunsuz bir şekilde yönetebildiği ve finansal geleceklerine güvendiği durumdur. Kısa vadeli finansmana erişimi, dayanıklılık, gelecekteki hedeflere ulaşmak, güven ve mali kontrolün elde tutulması konuları finansal sağlıkta önemli yer alır.

Finansal Okuryazarlık

Finansal okuryazarlık, bireylerin gelirlerini, birikim ve yatırımlarını mantıklı bir şekilde değerlendirerek, sahip oldukları bütçeleri doğrultusunda yönetebilme yeteneği ve bu yetenekleri amaçları ve planları doğrultusunda kullanabilmeleridir.

Gizli Ön Yargı

Kalıp yargıların bireyler üzerindeki etkileri, davranışlara ayrımcılık olarak yansıyabilmektedir. Çocukluktan itibaren gözlemlenen ve ailede/okulda karşılaşılan kalıp yargılar, kişilere doğal veya normal gelir. Dünya tarihi incelendiğinde, farklı dönem ve kültürlerde kadınlar ve erkekler için “normal” veya “uygun” görülen roller ve beklentilerin zaman içinde değişebildiği görülmektedir. Kişilerin bu rol ve beklentileri üstüne düşünmeksizin doğru ve doğal kabul etmesi, akademik alan yazında “gizli ön yargı” olarak adlandırılmaktadır.

Cinsiyet Ayrımcılığı:  Cinsiyet ayrımcılığı, toplumsal algıların ve kalıp yargıların hem bir sonucu olarak ortaya çıkmakta hem de bu ayrımları pekiştirmektedir. Örneğin kadınların “ev içi sorumlulukları” nedeniyle, şehir değişikliği veya seyahat gerektiren pozisyonlarda düşünülmemesi gibi iyi niyetlerle ortaya konan tutumlar, kadınların çalışma hayatına katılımını olumsuz etkilemektedir. Bir kişinin cinsiyeti nedeniyle bir işi daha iyi yapabileceğinin veya yapamayacağının varsayılması “cinsiyet ayrımcılığı” veya “cinsiyetçilik” olarak adlandırılır. Cinsiyete dayalı ayrımcılık, çoğunlukla başka ayrımcılık biçimleriyle kesişir: Etnik kimlik, sınıf, eğitim, gelir durumu, şehirlilik, yaş gibi farklı kategorilerle birlikte işlediği durumlarda daha da keskinleşebilir.

Green Washing

‘’Yeşil Aklama’’ bir kuruluşun çevreye duyarlı mal ve/veya hizmet temin ettiği noktasında yanıltıcı beyanlar ile kamuoyunda dezenformasyon yaratmasıdır.

Tespit Etmek İçin Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Buzzword kullanımına dikkat etmek; Doğal”, “sürdürülebilir” ve “eko” gibi ifadeler gerçekten sürdürülebilir olup olmadığına ilişkin kesin bir bilgi edinmek.
  • Araştırma yapmak
  • Doğru kaynaklara dayanması; ürün veya hizmet alacağınız markanın sertifikalarının hangi kurumlarca verildiğini ve geçerliliğini incelemek
  • Ürünün kat ettiği mesafeyi göz önünde bulundurmak

Hesap Verebilirlik

Bir kişi, kuruluş veya yetkilinin faaliyetlerinin, kararlarının ve sonuçlarının izlenebilir, değerlendirilebilir ve sorumluluk ilkelerine uygun olması anlamına gelir. Hesap verebilirlik, toplumsal, siyasi, idari ve ekonomik alanlarda önemli bir kavramdır. Finansal hesap verebilirlik, bir organizasyonun mali durumunu ve performansını izlemek ve raporlamak anlamına gelir. Yasal hesap verebilirlik, hukuki düzenlemelere uyumu ifade eder. Sosyal hesap verebilirlik, bir kuruluşun toplumun ihtiyaçlarına ve beklentilerine nasıl yanıt verdiğini değerlendirir.

Hijyen Faktörü

Hijyen faktörü kuramı, ünlü yönetim kuramcısı Frederick Herzberg'e atfedilir. Hijyen faktörü basitçe işin çalışma koşulları ile ilgili olan ve çalışanları tatmin etmeyen, ancak varlığı eksikliği durumunda memnuniyetsizliğe neden olan unsurlardır. Bu unsurlar, çalışma ortamının fiziksel ve organizasyonel yönlerini kapsar. Örneğin, maaş, iş güvenliği, iş arkadaşlarıyla ilişkiler, çalışma koşulları gibi faktörler hijyen faktörlerine örnek olarak gösterilebilir. 

Hijyen faktörleri, çalışanın işini yapma konusundaki temel beklentilerini karşılamazsa, memnuniyetsizlik ve motivasyon eksikliği gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, hijyen faktörlerinin varlığı çalışanlar için memnuniyet yaratmaz, ancak yokluğu mutsuzluğa yol açabilir.

İçerme ve Katılım

İçerme, toplumun tüm bireylerinin, grupların ve toplulukların eşit ve aktif bir şekilde katılımını teşvik eden bir ilkedir. Farklı sosyal, kültürel, ekonomik ve diğer özelliklere sahip olan herkesin toplumun bir parçası olarak kabul edilmesini ve değer verilmesini amaçlar. İçerme, herkesin farklı bakış açılarının ve deneyimlerin toplumsal gelişim için zenginlik olduğunu vurgular. Katılım, ise; insanların kendi yaşamlarını etkileyen konulara müdahil olma, karar alma süreçlerine katılma ve toplumsal değişim yaratma fırsatına sahip olması demektir. Bu, toplumsal hareketlilik, sivil toplum örgütlerine üyelik, kamu hizmetlerine katılım, toplumsal sorunlara duyarlılık ve etkileşim gibi çeşitli şekillerde gerçekleşebilir.

İnsan Hakları

Uygarlık seviyesinde, din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı olmaksızın insanın doğuştan var olduğu kabul edilen ve devlet karşısında korunması gereken haklardır.

İş Sürdürülebilirliği

Bir organizasyonun faaliyetlerini sürdürebilirlik ilkelerine uygun olarak yürütmesi ve ekonomik, çevresel ve sosyal etkilerini dikkate alarak sorumluluklarını yerine getirmesi anlamına gelir. İş sürdürülebilirliği, uzun vadeli başarıyı sağlamak, topluma ve çevreye katkıda bulunmak ve olumsuz etkileri azaltmak için önemlidir.

İklim Adaleti

Küresel ısınmayı, sadece çevresel veya fiziksel bir konu olarak değil, aynı zamanda etik ve politik bir mesele olarak ele almayı sağlar. Bu kavram gelişmiş ülkelerin daha fazla sera gazı salınımı etkisine karşı, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen az gelişmiş ülkelerde yaşayan insanların bu etkilerle başa çıkma kapasitesinin daha düşük olmasına dikkat çeker. İklim adaleti, sorumluluğun adil paylaşılmasını ve dezavantajlı toplulukların korunmasını vurgular. İklim adaletinin sağlanamaması; sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin derinleşmesine, küresel çapta ortak çözümlerin bulunamamasına, uluslararası iş birliğin zayıflamasına yo açar. Adaletli bir iklim politikası gelecek nesillere sürdürülebilir ve daha adil bir dünya taahhüt edecektir.

İklim Krizi

Sera gazlarının (karbondioksit (CO2), su buharı (H2O), nitröz oksit (N2O), metan (CH4) ve ozon (O3), hidroflorokarbonlar (HFCs) gibi gazlar ve bileşiklerin) atmosferdeki yoğunluğunun artması sonucu mevsim ve iklim değişikliği, yangınlar, seller, biyoçesitlilik kaybı gibi sayısız yıkıcı etkinin yol açtığı çevre krizlerinin tamamıdır.

İklim Pozitif (Karbon negatif)

Çevresel faydayı bir adım öteye taşıyarak kurumların veya şirketlerin, üretiminden sorumlu olduğu karbon miktarından daha fazlasını atmosferden azaltmaya yönelik çalışmalar yapmasıdır. Temelde amaç, 2030 itibarıyla doğanın yok edilmesini durdurmak ve süreci tersine çevirmek, 2050 itibarıyla da dirençli bir biyosferin tamamen iyileşmesini sağlamak.

İklim Nötr

Bir kuruluşun neden olabileceği tüm olumsuz çevresel etkiler ortadan kaldırılırken bir yandan da meydana getirildiği sera gazlarını sıfır noktasına taşımasıdır. Karbondioksit emisyonlarını, karbon dengeleme yoluyla etkisizleştirme, sera gazı emisyonlarını azaltma veya önleme veya başka yerlerdeki emisyon yoğunluğunu telafi etmek yoluyla karbondioksitin atmosfere yayılımını engelleme yolu ile yayılan toplam sera gazı miktarı önlenen veya kaldırılan toplam miktara eşitlenerek sera gazı emisyonları nötrlenir.

İklim Değişikliği Fırsatları

İklim değişikliği bize bazı fırsatlar yaratır, bunların bir kısmını örnekleyecek olursak;

  • Düşük karbonlu ekonomiye geçişe yönelik yeni ürün ve hizmetlerle büyüme ve inovasyon
  • Enerji ve kaynak etkinliği sağlanmasıyla düsen maliyetler
  • Çalışanlar, müşteriler ve diğer paydaşlar nezdinde artan itibar
  • Faaliyet kesintilerine karsı gelişen dayanıklılık

İklim Değişikliği Riskleri

İklim değişikliği ile gelen risklerin bir kısmını örnekleyecek olursak;

  • Varlıkların zarar görmesi, kullanım ömrü ve değerinin azalması
  • Ürün ve hizmetlerde artan maliyetler, hammadde tedarikinde sorunlar, tüketicilerin değişen tercihlerine bağlı olarak azalan talep
  • Sıkılaşan düzenlemeler nedeniyle cezai yaptırımlar, artan karşılık oranı ve yükümlülükler
  • Kredilerde ve finansal varlıklarda beklenen kayıp oranlarının artması

İklim Yönetişimi

İklimle ilgili risklerin ve fırsatların iç süreçlere gerektiği şekilde entegre edilmesi ve iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı sorunlarla mücadele ederken hesap verebilirlik, idari ve kurumsal güçlü yapı ilkelerini esas alarak etkili yönetişim mekanizmaları kurmaktır.

Karbondioksit Salımı

Karbon salımı /emisyonu, insani veya endüstriyel kaynaklı tüketimler sonucu oluşturulan karbonun atmosfere salınmasını ifade etmektedir. Kontrolsüz sanayileşme, artan enerji talebi, kontrolsüz şehirleşme, fosil yakıt kullanımı ve yoğun hayvancılık faaliyetleri aşırı karbon salımına sebebiyet vermektedir.

Karbon Yutağı

Atmosfere salınan sera gazlarının bir kısmının doğal ya da insani yöntemler geri emilerek karbon yutakları sayesinde geri depolanmasıdır. Ormanlar en yaygın yutak türüdür ve atmosferdeki karbondioksit, karasal ekosistemlerde fotosentezle karbon alarak bitki örtüsü ve toprak bünyesinde biriktirilir.

Karbon Dengelemek

Karbon ofseti, başka yerlerde yapılan emisyonları telafi etmek için karbondioksit veya diğer sera gazlarının emisyonlarının azaltılması veya ortadan kaldırılmasını içeren bir süreçtir.

Karbon Fiyatlaması

Karbon fiyatlaması, emisyon maliyetlerini emisyonu yayan taraflara aktarmak için piyasa mekanizmalarını kullanan bir yaklaşımdır. Karbon vergisi ise, küresel ısınmaya neden olan fosil yakıtların (petrol, kömür, doğal gaz gibi) yanmasından kaynaklanan karbondioksit emisyonunu azaltmak amacıyla alınan bir emisyon vergisidir.

Kırılgan Gruplar

Kırılgan Gruplar

Müşterekler

Toplumun ortak kullanımında olan bu alanlar, tüm bireylerin erişebileceği kültürel ve doğal kaynakları kapsar. Hava, su ve yaşanabilir bir dünya gibi doğal unsurlar bu kapsama girer. Bu kaynaklar, özel veya kamu mülkiyetinde olsalar dahi, dolaylı olarak tüm topluma aittir. Herkesin kullanma hakkına sahip olduğu bu kaynaklar, nesilden nesile aktarılarak korunması gereken değerlerdir. Bu alanların sürdürülebilir kullanımı ve korunması, tüm insanlığın refahı elzemdir.

Küresel Adalet

Dünya genelinde herkesin eşitlik, adil davranış, insan hakları ve hukuka uygunluk ilkesine göre muamele görmesi anlamına gelir. Küresel adalet, yoksulluk, eşitsizlik, ayrımcılık ve insan hakları ihlalleri gibi sorunların çözümüne odaklanır ve tüm insanların adil bir şekilde yaşamasını hedefler.

Net Sıfır

İnsani faaliyetler nedeniyle atmosfere salınan ve sera etkisine neden olan karbondioksit, metan, azot oksit gibi gazların miktarını yeryüzü tarafından doğal olarak emilen sera gazı miktarıyla eşitlemek. Atmosfere salım devam ederken atmosferden eşdeğer miktarda gaz emilerek dengelenecektir.

Paris Anlaşması

İklim değişikliği ve olumsuz etkileriyle mücadele etmek için “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi” kapsamındaki “Paris Anlaşması”, 12 Aralık 2015’te 21. Taraflar Konferansı’nda (COP21) kabul edildi. Paris Anlaşması, 2020 sonrası süreçte, iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyoekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedeflemektedir.

Paris Anlaşması’nın uzun dönemli hedefi, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen küresel sıcaklık artışının 2°C’nin olabildiğince altında (mümkünse 1.5 derece seviyesinde) tutulmasıdır. Bu hedef fosil yakıt (petrol, kömür) kullanımının tedricen azaltılarak, yenilenebilir enerjiye yönelinmesini gerektirmektedir.

Anlaşma, tarafların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama yeteneğini artırmayı ve "düşük sera gazı emisyonları ve iklime dirençli kalkınma yolunda tutarlı bir finansman akışı" sağlamayı hedefliyor.

Paydaş İlişkileri

Paydaş ilişkileri, paydaşların ihtiyaçlarını anlama, beklentilerini karşılama, iletişim ve işbirliği içinde çalışma sürecine dahil etme sürecini içerir. İyi yönetilen paydaş ilişkileri, karşılıklı güven, şeffaflık ve uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından önemlidir. Bir organizasyon veya proje, paydaşların çıkarlarını dikkate alarak, onlarla etkileşimde bulunarak ve onların geri bildirimini değerlendirerek daha iyi sonuçlar elde etme ve daha iyi bir itibar oluşturma potansiyeline sahip olduğundan paydaşların beklentilerini karşılar.

Pozitif Ayrımcılık

Toplumsal yaşamda ve iş hayatında kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar gibi kırılgan gruplara ayrıcalık tanıma.

Sera Etkisi

Dünya atmosferindeki gazların, güneşin ısısını hapsetmesi sonucu ortaya çıkan bir süreçtir.

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması

Karbon kaçağı riskini önlemek ve AB üreticilerinin karbon mevzuatları zayıf olan veya bu konuda herhangi bir düzenlemesi olmayan ülkelere yönelmesinin de önüne geçilmesini sağlayarak karbon maliyetlerini eşitlemeyi amaçlar.

Sosyal Adalet

Kaynakların adil bir şekilde dağıtılması, çevrenin korunması ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarının gözetilmesidir. Sosyal adalet; toplumun tüm bireylerinin eşitlik, adalet ve insan onuruna saygı prensipleriyle yaşamasını ve gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakılmasını, gelir eşitsizliklerini azaltmayı, yoksulluğu önlemeyi ve ayrımcılığı ortadan kaldırmayı hedefler.

Sosyal Finansman

Sosyal finans, sosyal ve çevresel hedeflere ulaşmak için sosyal bir kazanç sağlayan özel sermayeyi harekete geçirme yaklaşımıdır. Sosyal açıdan sorumlu yatırım ve sosyal girişim kredisi unsurlarını içerdiği söylenebilir. Yatırımcılar arasında hayır kurumu, bireysel yatırımcılar ve kurumsal yatırımcılar yer alır. Sosyal finans araçlarının önemli örnekleri Sosyal Etki Tahvilleri ve Sosyal Etki Fonlarıdır. Sosyal yatırım modelleri hesap verebilir bir sosyal, kültürel veya çevresel amaç içindedir.

Sosyal Kapsayıcılık

Toplumun tüm bireylerinin, farklı özelliklere, ihtiyaçlara ve kimliklere sahip olmalarına rağmen, eşitlik, adalet ve fırsatlara erişim konusunda eşit muamele görmesini sağlayarak yaşama aktif katılımını teşvik eden bir anlayıştır.

Sosyal Refah

Bir toplumun üyelerinin fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak iyi yaşam koşullarına sahip olması durumudur. Sosyal refah, ihtiyaçlarını karşılayabilme, sağlık hizmetlerine erişebilme, eğitim alma, barınma ve güvenlik gibi temel unsurları içerir. Sosyal refah politikalarının amacı, toplumdaki eşitsizlikleri azaltmak, yoksulluğu önlemek ve sosyal adaleti sağlamaktır. Böylelikle toplumdaki genel refah seviyesi artarken, dezavantajlı grupların sosyal güvenlikleri de güçlendirilmiş olur.

Su

Su Ayak İzi

Su ayak izi, kullandığımız her bir mal ve hizmeti üretmek için kullanılan su miktarını ölçmektedir. Su ayak izi, bize belirli bir ülke ya da küresel olarak belirli bir nehir havzasında ya da bir akiferden ne kadar su tükendiğini gösterebilen sayısal veriler sunar.

Suyun Kimliği

Mavi su ayak izi

Bir malın ya da hizmetin üretim sürecinde doğrudan ya da dolaylı olarak kullanılan yüzey veya yeraltı tatlı su kaynaklarının toplam miktarıdır. Bu kaynaklar özellikle tarım, sanayi ve evsel amaçlarla kullanılır.

Yeşil su ayak izi

Bir malın ya da hizmetin üretim sürecinde doğrudan ya da dolaylı olarak kullanılan toplam yağmur suyu hacmidir. Bu kaynaklar özellikle tarım, bahçecilik ve ormancılık faaliyetlerinde kullanılır.

Gri su ayak izi

Belli bir su kalitesi kriterini sağlamak amacıyla su kaynaklarına (örneğin göl, akarsu, deniz suyu) doğrudan boşaltılan ya da dolaylı olarak karışan atık sulardaki kirletici derişiminin seyreltme yoluyla sınır değerlere düşürülmesi için gereken tatlı su miktarıdır.

Su Tasarrufu

Ülkemizde su tüketiminde ihtiyaçtan fazla su tüketimin önüne geçmek ve su ayak izini küçültmek oldukça önem taşımaktadır. Su havzalarının ve akarsuların korunması, kaynakların mevcut durumu, sıkıntılar, arz-talep dengesi, su kullanımında önceliklerin belirlenmesi, su verimliliği uygulanacak politikalar çok ciddi olarak belirlenmeli ve sürekli takip edilmelidir.

Dünyadaki suların %2,5’ini tatlı suların oluşturduğu bilinen bir gerçektir. Ne var ki bu suların da yaklaşık 2/3’ü buzul halindedir. İnsanoğlu tatlı suların ancak %1’inden faydalanmaktadır. Bu oranın da yaklaşık %0,3’ü kullanılmaktadır. Diğer taraftan su kullanımının son 50 yılda 3 kat arttığı da bir gerçektir. Nüfusun artması, ekonomilerin büyümesi (önümüzdeki 10 yılda gelişmiş ülkelerde su tüketimi %18, gelişmekte olan ülkelerde de %50 oranında artış göstereceği) tahmin edilmektedir. Ayrıca, 2050 yılına kadar üretimde kullanılan suyun yaklaşık %400 artması beklenmektedir.)

QNB Finansbank olarak su ayak izimizi hesaplarken yanıtladığımız sorular

1-    Temin edilen içme suyu kalitesi nedir?
2-    Su temininde hangi kaynaktan (yüzeysel su /yer altı suyu) hangi yüzde ile su çekiyoruz?
3-    Su tüketim hacimlerinin yıllara göre dağılımı raporlandığında aşağı inen bir grafik görülebilir mi?
4-    Su stresi olan alanlardan su çekilip çekilmediğini takip ediliyor mu?
5-    Temin ettiğimiz suyu ne kadar verimli kullanıyoruz?
6-    Atıksu deşarj noktalarını tespit ettik mi?
7-    Gerek kendi su ayak izimi azaltmak gerekse tedarik zincirimizdeki işletmeleri su tasarrufuna teşvik etmek için neler yapıyoruz?
8-    Atıksu kalitem ülke mevzuatlarında yer alan deşarj kriterlerini sağlıyor mu?
9-    Kurum olarak suya bağımlılığım hangi seviyede?

Sürdürülebilirlik Bağlantılı Finansman

Şirketlerin, finansal kurumların ve yatırımcıların sürdürülebilirlik ilkelerini finansal karar alma süreçlerine entegre etmesini sağlar. Bu yaklaşım, sürdürülebilirlik konularının finansal performansla birleştirilmesini ve sürdürülebilirlik risklerinin ve fırsatlarının değerlendirilmesini içerir. Sürdürülebilir bağlantılı finansmanı örneklemek gerekir ise; Yeşil Tahviller: Şirketler veya hükümetler tarafından çıkarılan yeşil tahviller, belirlenen çevresel projeleri finanse etmek amacıyla kullanılan tahvillerdir. Bu projeler arasında yenilenebilir enerji projeleri, enerji verimliliği projeleri ve atık yönetimi projeleri bulunabilir. Sosyal Bağlantılı Krediler: Şirketlerin veya finansal kuruluşların, sosyal projeleri finanse etmek için kullandığı kredilerdir. Örneğin, eğitim, sağlık, konut veya iş istihdamı gibi toplumsal fayda sağlayan projeler bu kapsamda değerlendirilebilir.  Sürdürülebilirlik Performansına Dayalı Kredi: Şirketlerin sürdürülebilirlik performansına bağlı olarak daha düşük faiz oranları veya diğer finansal avantajlarla kredi almasını sağlayan bir yaklaşımdır. Sürdürülebilirlik Riski Değerlendirmesi: Finansal kurumlar ve yatırımcılar, sürdürülebilirlik risklerini değerlendiren ve bu risklere dayalı olarak yatırım kararlarını şekillendiren analitik araçlar ve yöntemler kullanabilir.

Sürdürülebilir Gıda

Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Sistemleri

Sosyal, çevresel, ekonomik etkenleri tehlikeye sokmadan gıda güvenliğinin sağlanması ve aynı zamanda da toplum için gıda ilkelerinin doğru bir şekilde yerine getirilebilmesidir. Gıdaya erişimimiz, satın alma alışkanlıklarımız ve kültürel etkiler yiyecek, ürün ve eylemlerin atmosfere bıraktığı sera gazı salımı ile dünyanın fazla ısınmasına neden olmaktadır.

Yeşil Beslenme

Yeşil gıdaların (bitkisel); protein içeriği yüksek beyaz et, deniz ürünleri, kırmızı et, süt ürünleri ve bu sınıfta yer alan gıdalara kıyasla karbon ayak izi daha düşük olduğundan sofralarımıza yeşili dahil ederek gıda tüketimimiz ve sonrasında oluşacak gıda kompostunun çevresel katkısı daha pozitif olacaktır. Bunun yansıra çiğ tüketimlerle hem karbon ayak izimizi azaltabilir hem de besin değeri yüksek bir beslenme sağlayabiliriz.

Gıda Kaybı

Gıda kayıpları, tedarik zincirinin çeşitli aşamalarında insan tüketimi için mevcut olan yenilebilir gıda miktarındaki azalmadır. Ürünlerin tüketiciye ulaşmadan bozulması, dökülmesi veya kaybolması gıda kaybının temel örnekleridir. Gıda ürünlerindeki sayısal kayıplara ek olarak, kalite açısından da bozulmaların yaşanması da ekonomik ve çevresel anlamda olumsuz bir etkidir. Gıda israfı, temel olarak gıda sisteminin dağıtım, hizmet sektörü ve hane halkı düzeyinde değerlendirmeye alınması gereken bir husustur.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri

Sürdürülebilir kalkınma kavramı ise ilk kez, 1987 yılında Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu'nca hazırlanan Brundtland Raporu'nda "Bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılama yeteneğinden ödün vermeden karşılayan kalkınma" olarak tanımlanmıştır. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ise Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülke tarafından yoksulluğu ortadan kaldırmak, dünya gezegenini korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak üzere 2030 sonuna kadar ulaşılması için 17 amaç Ocak 2016'da yürürlüğe girdi.

1- Yoksulluğu her yer her yönü ile sona erdirmek.
2- Açlığı sona erdirmek, gıda güvenliğini sağlamak, herkesin sağlıklı ve besleyici yiyeceklere ulaşmasını sağlamak ve sürdürülebilir tarımı güçlendirmek.
3- Sağlıklı yaşam koşulları korumak ve her yaşta herkes için eşit yaşam ile sağlıklı olmayı benimsemek.
4- Tüm insanlar için kapsayıcı ve iyi eğitimin sağlanması ve hayat boyu eğitim olanaklarının desteklenmek.
5- Cinsiyet eşitliğini sağlamak ve tüm kadınları ve kız çocuklarının toplum içindeki yerlerini güçlü kılmak.
6- Herkes için temiz su, güvenli ve hijyenik altyapıya ile erişiminin sağlanması.
7- Herkes düşük maliyetli, güvenilir ve süründürülebilir temiz ve modern enerjiye ulaşımı sağlanmalı.
8- Devamlı, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi desteklemek, verimli ve uygun çalışma koşullarını oluşturmak.
9- Dayanıklı bir altyapı inşa etmek, kapsayıcı ve süründürülebilir sanayileşme ve inovasyonu desteklemek.
10- Ülkeler arası ve ülke içindeki kişiler arasında eşitsizliği azaltmak.
11- Şehirleri ve insan yerleşimlerini kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirmek.
12- Sürdürülebilir üretim ve tüketimin sağlanmasının yanında gıda atıkları ve israfın durdurulmasını sağlamak.
13- İklim değişikliği ve etkileriyle mücadele etmek için acil ve hızlı ulaşılabilir çözümler üretmek.
14- Okyanusları, denizleri ve sualtı yaşamını korumak ve sürdürülebilir kalkınma ekseninde kullanmak.
15- Ekosistemi korumak verilen zararları gidermek ve sürdürülebilir kullanım ortamlarını sağlamak ve içinde yaşayan canlı türlerini korumak, çölleşme ile savaşmak, toprak verimliliği ve bio 16- çeşitlilik kaybını durdurmak ve tersine çevirmek.
17- Sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde barış içerisinde ve kapsayıcı toplumları desteklemek, herkes için adalet sağlamak, her seviyede hesap verilebilirlik ilkesine sahip verimli ve kapsayıcı kurumlar oluşturmak.
18- Sürdürülebilir kalkınma için global destek ağının canlandırılması ve hedeflerin uygulanabilirliğinin güçlendirilmesini sağlamak.

https://www.kureselamaclar.org/

Sürdürülebilirlik Performansı

Bir organizasyonun ekonomik, çevresel ve sosyal etkilerini ölçme, izleme ve yönetme şeklidir. Performans, belirlenmiş hedeflerle karşılaştırılarak değerlendirilebilir.

Sürdürülebilirlik Stratejisi

Sürdürülebilirlik stratejisi, bir kurumun ekonomik, çevresel ve sosyal etkilerini dengeli bir şekilde yönetmeyi amaçlayan bir plan olup kurumun iklim risklerini uzun vadede başarılı yönetmek, çevresel kaynakları etkili bir şekilde kullanmak, toplumsal sorumluluklarına odaklanmak ve paydaşlar arasında olumlu ilişkiler kurmayı hedefler. Sürdürülebilirlik stratejisi; çevresel performansı, sosyal sorumluluğu, iş etiği ve şeffaflığı, yeşil teknolojiyi ve stakeholder ilişkileri bir plan çerçevesinde birleştirir. Sürdürülebilirlik Stratejilerinin hazırlanmasında; Piyasadaki ticari etmenleri ve faktörlerin tanımlanması, vizyonun belirlenmesi, amaçların tanımlanması, mevcut durumun tespiti ve boşluk Analizi adımlarının yer alması önemlidir.

Toplumsal Cinsiyet

Bu kavram, bir toplumda kadın ve erkekler için uygun görülen roller, sorumluluklar, davranışlar, beklentiler, haklar, fırsatlar ve ayrıcalıkları tanımlamak için kullanılmaktadır. Toplumsal cinsiyet algısı sabit değil, değişkendir. Farklı toplumlarda ve kültürlerde kadın ve erkekler için uygun görülen farklı roller ve tutumlar vardır. Bu beklentiler zamanla da değişebilir. Toplumsal cinsiyet rolleri, aile, eğitim kurumları, din, kültür ve geleneklerle bireye aktarılır. Toplumsal olarak cinsiyet algılarının farklılık gösterdiğini söylemek, biyolojik farkları göz ardı etmek anlamına gelmez. Erkek Egemen: Erkeğin kadınların ve çocukların yaşamları üzerinde karar yetkisi olduğu toplumlar  “erkek egemen” toplum olarak adlandırılır. Bu toplumlarda ‘cinsiyetçiliğin’ kadınlar için bir dizi adaletsizliği ortaya çıkardığı görülür.

Toplumsal Hakkaniyet

Kaynakların ve fırsatların adil bir şekilde dağıtıldığı, toplum içinde herkesin ihtiyaçlarının karşılandığı bir durum. Toplumsal hakkaniyet, sosyal adaleti ve eşitliği sağlamak için kaynakların ve fırsatların dağılımında adaletli bir yaklaşımı vurgular.

Toplumsal Kapsayıcılık

Toplumun tüm kesimlerinin, cinsiyet, yaş, etnik köken, cinsel yönelim, engellilik gibi farklılıklar temelinde dışlanmadan katılım sağlayabilmesidir. Toplumsal kapsayıcılığın temel ilkeleri şunlardır: Eşitlik: Her bireyin temel insan haklarına saygı gösterilerek eşit muamele görmesi. Fırsat Eşitliği: Herkesin eğitim, iş imkanları, sağlık hizmetlerine erişim gibi temel hizmetlere eşit şekilde erişim hakkına sahip olması. Katılım: Herkesin toplumsal ve politik süreçlere etkin bir şekilde katılma fırsatına sahip olması ve kendi yaşamlarını etkileyen konulara müdahil olma hakkı. Hoşgörü ve Çeşitlilik: Farklı kültürlerin, kimliklerin ve görüşlerin kabul edilmesi ve değer verilmesi.

Toplumsal Yatırım

Bir kuruluşun veya organizasyonun yatırım planlamasında finansal getiri sağlamak yerine sosyal ve çevresel etkileri de gözeten bir yaklaşımı ifade eder. Bu tür yatırımlar genellikle eğitim, sağlık, yoksullukla mücadele, istihdam yaratma, çevre koruma, toplum gelişimi ve eşitsizlikle mücadele gibi alanlara odaklanır.

Yaşam Döngüsü Analizi

Yaşam döngüsü analizi (LCA), çevre politikaları ve endüstri için önemli bir araçtır. LCA, gelecekteki malzeme ve enerji akışlarını tahmin etmek için kullanılır. Analiz, ürünlerin hayat döngüsünü dikkate alarak 'daha yeşil' olanı seçmeyi sağlar. Bu, ürünün üretim sürecinden atıklarına kadar olan etkilerini değerlendirir. LCA'nın ilk adımı, malzeme ve enerji akışlarını, dönüşümlerini karşılaştırmaktır. 

Yeşil Finansman

Yeşil finansman terimi; doğaya uyumlu, çevresel olarak negatif yönde daha az zararlı ürünlerin kullanılması ve projelerin uygulanması için finans kuruluşları tarafından uygun fırsatlar sunularak bu ürün ve projelerin finanse edilmesidir. Burada düşük faiz oranları, düşük banka masrafları, çevreci kuruluşlara bağışlar, vb. yollarla müşterilerin “yeşil” finansal ürünler kullanmaları teşvik edilmektedir. Türkiye’de yenilenebilir enerjinin önünün açılması ve dolayısıyla finansmanının da yaygınlaşması için sürdürülebilir küresel kalkınmanın önemli ayaklarından biridir.

Sürdürülebilirlik Konusunda Yapılan Bazı Önemli Çalışmalar, Dokümanlar ve Çerçeveler 

Avrupa İklim Fonu (European Cimate Foundation, ECF)
Avrupa Enerji Ajansı (European Environment Agent, EEA)
Sürdürülebilirlik - KGK
Bilime Dayalı Hedefler
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi
Borsa İstanbul’da Sürdürülebilirlik
Çevreye İlişkin Beyanlar İçeren Reklamlar Hakkında Kılavuz
Elektrik Piyasası Mevzuat Listesi
Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik
Entegre Raporlama Türkiye (ERTA)
Global Compact Network Türkiye
İklim Değişikliği Eylem Planı ve İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı
İklim Sözlüğü: İklim değişikliği için günlük rehber | United Nations Development Programme (undp.org)
Kurumsal Sera Gazları Hesaplama ve Raporlama Protokolu’ne (The Greenhouse Gas Protocol)
Küresel Raporlama İnisiyatifi (Global Reporting Initiative)
Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi ve Raporlanması Hakkında Tebliğ
Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik
Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği
Sürdürülebilir Bankacılık – BDDK
Sürdürülebilir Kalkınma İçin Küresel Amaçları
Sürdürülebilirlik - KGM
Sürdürülebilirlik - SPK
Sürdürülebilirlik - Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (International Sustainability Standards Board - ISSB)
Sürdürülebilirlik Konusunda Yapılan Bazı Önemli Çalışmalar – TBB
TBB KOBİ’ler için Sürdürülebilirlik
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı - Ulusal Bildirimler
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı - Uluslararası Bildirimler
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı -Projeler
T.C. Ticaret Bakanlığı – Yeşil Mutabakat
Türkiye Cumhuriyeti İklim Değişikliği Eylem Planı
Türkiye’nin İklim Değişikliği Strateji Belgesi
WWF İklim Koruyucuları