Yaklaşık sekiz yıl önce 193 devlet ve Avrupa Birliği Paris Anlaşması'nı imzaladı. İklim değişikliğine ilişkin yasal olarak bağlayıcı uluslararası anlaşma, diğer hedeflerin yanı sıra küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 1.5°C üzerinde sınırlamayı amaçlıyor.
Peki bu hedefe ulaşma yolunda ilerliyor muyuz?
Birleşmiş Milletler'in ilk Küresel Durum Değerlendirmesi, ülkelerin Paris Anlaşması'nın hedeflerine ulaşma yolunda kaydettikleri toplu ilerlemeyi değerlendirmeyi amaçlıyor. İki yıllık süreç 2022'de başladı ve anlaşma hükümleri uyarınca her beş yılda bir gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Küresel Durum Değerlendirmesi nedir?
BM Küresel Durum Değerlendirmesi, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için atılması gereken adımları değerlendirecektir. Anlaşma, ülkeleri kendi belirledikleri iklim hedefleri konusunda sorumlu tutmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, iklim değişikliğine karşı eylemlerin zaman içinde daha iddialı hale gelmesini sağlayan 'cırcır mekanizması'na da hizmet etmektedir.
Geçtiğimiz iki yıl boyunca, her ülkenin bireysel stratejileri -veya Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkıları (NDC)- analiz edildi. İklim değişikliğine ilişkin bilimsel raporlar ve analizlerin yanı sıra ülkelerin iklim uyum planları, finansman ve teknolojik ihtiyaçları da dahil olmak üzere diğer bilgiler toplandı. Tüm bu bilgiler uzmanlar ve ülke delegeleri tarafından analiz edilmekte ve özet raporlar ve çıkarımlar haline getirilmektedir. Envanter çalışmasının bulguları daha sonra ülkelerin NDC'lerini değerlendirmelerine ve güçlendirmelerine yardımcı olmak için kullanılacaktır. Bu çalışma, Kasım ayındaki COP28 iklim zirvesindeki tartışmaları destekleyecektir.
Paris Anlaşması neden önemlidir?
Paris Anlaşması, iklim değişikliğinin en kötü etkilerini önlemeyi amaçlamaktadır. İmzacılar, "küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 2°C'nin çok altında tutmayı" ve "sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlamayı" kabul etmişlerdir. Halihazırda ısınma 1.1°C'de seyretmektedir -bu artış daha şimdiden daha yoğun yağışlar, daha sıcak hava dalgaları ve kuraklıklar gibi aşırı hava koşullarına yol açmıştır. Bu ısınma seviyesinde bile, insanların ve ekosistemlerin başa çıkmasına yardımcı olmak için adaptasyona ihtiyaç vardır.
Bu yılın Mart ayında yayınlanan bir IPCC raporuna göre, 1.5°C'lik ısınmada dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 14'ü her beş yılda en az bir kez şiddetli sıcak hava dalgalarına maruz kalacaktır. Bu oran 2°C'lik ısınmada yüzde 37'ye yükselmektedir. 2°C'de, 1,5°C'ye kıyasla 61 milyon daha fazla insan şiddetli kuraklığa maruz kalırken, yüzde 50 daha fazla insan iklim değişikliği kaynaklı su stresinin arttığını görebilir. Deniz seviyesinin yükselmesi, okyanusların ısınması ve bitki ve hayvanlar için habitat kaybı da önemli ölçüde daha fazla olacaktır. Isınan bir gezegen daha fazla ısı kaynaklı ölüm, hastalık ve gıda güvensizliği anlamına geleceğinden insan sağlığını ve geçim kaynaklarını daha fazla etkileyecektir. Sıcaklıklar artmaya devam ettikçe bu etkiler daha da kötüleşecek ve dünyanın her yerinde farklı etkilere yol açacaktır. IPCC'ye göre, dezavantajlı topluluklar, düşük enlemlerde yaşayanlar ve şehir sakinlerinin en kötü şekilde etkilenmesi muhtemeldir.
Küresel Durum Değerlendirmesi neden önemli?
Geçen yılki BM İklim Değişikliği Raporu, ülkelerin mevcut iklim taahhütlerinin bizi yüzyılın sonuna kadar 2.5°C'lik bir ısınmaya doğru götürdüğünü ortaya koydu. Bunu önlemek için acilen harekete geçilmesi gerekiyor.
BM'nin Küresel Durum Değerlendirmesi, Paris Anlaşması'nın hedeflerine ulaşma konusundaki kolektif ilerlememizi değerlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda nerede yetersiz kaldığımızı da vurgulayacak. Bu, politikacıların iklim değişikliği konusunda nerede daha güçlü eylemlere ihtiyaç duyulduğunu belirlemelerine ve "rotayı düzeltmelerine" yardımcı olacaktır.
Envanter çalışması, engelleri saptamayı ve ülkelerin gezegeni ısıtan emisyonları azaltmalarına yardımcı olmak için "uygulanabilir, etkili ve düşük maliyetli" eylemler sağlamayı amaçlamaktadır. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) "Şimdi harekete geçersek, herkes için yaşanabilir ve sürdürülebilir bir geleceği güvence altına alabiliriz" diyor.
Küresel ısınmayı sınırlamak için ne yapılması gerekiyor?
BM'ye göre, dünyanın küresel sıcaklık artışını 1.5°C ile sınırlandırabilmesi için küresel emisyonların 2030 yılına kadar neredeyse yarı yarıya azaltılması gerekiyor. Bunu başarmak için insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının en geç 2025 yılından önce zirve yapması ve 2030 yılına kadar yüzde 43 oranında azalması gerekmektedir. Bu da yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlara geçiş yaparak fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltmak, enerji verimliliğini arttırmak, gıda israfını azaltmak, ormansızlaşmayı engellemek ve ekosistemleri restore etmek anlamına gelecektir.
COP28'de başka neler ele alınacak?
Kasım ayındaki COP28'de Küresel Durum Değerlendirmesi sonuçlarının görüşülmesinin yanı sıra iklimle ilgili diğer konular da ele alınacak. Bunlar arasında, zengin ülkelerin hassas durumdaki gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğinin acil etkileriyle mücadele etmeleri ve bu etkileri hafifletmeleri için yardım etmesini öngören kayıp ve zarar fonları da yer alıyor. Ülkeler ayrıca iklimle ilgili diğer konuların yanı sıra yenilenebilir enerjiye adil bir geçişin nasıl sağlanacağını da tartışacak.
Tarih: 06 Eylül 2023
Link: What is the UN Global Stocktake and how will it help countries limit global warming?